chicago sorti-1
Bu hafta sonu akademik konsantrasyondan sıyrılıp Chicago'ya gezmeye gittim. Cumartesi öğlen Champaign treninden indim. Jackson Bulvarından S.Michigan Avenue'ye yürüyerek gideyim dedim. Ters tarafa gitmişim; bu sayede 'Greek Island' diye bi yere düştüm. Bir nevi Yunan mahallesi. Uzuunca bi sokak trafiğe kapatılmış. Panayır yeri, Yunan yemekleri falan satılıyo; bunlardan iki tanesi aynen şu isimle sunuluyordu: kebap-doner, baklava.
Chicago downtown harika binalar ve bu binaların ön cephelerine yerleştirilmiş devasa metal heykellerle dolu. Her köşe başında evsiz zenci dilenciler var. Çok fazla sayıda ve gene %90'ı zenci, kafayı yemiş (belli ki uyuşturucudan) berduşlar dolaşıyor. Sağda-solda terkedilmiş çoraplar gözüme çarptı. Bisiklet hırsızlığı çok yaygın; tekeri, selesi götürülmüş birçok bisiklet gördüm.
İki haftadır Urbana-Champaign'de görmeye hasret kaldığım hız yapan, makas yapan, her kurala uymayan sürücüler Chicago'da bayağ var.
Gene downtownda, Michigan gölü kenarında Millenium Park diye genişçe bir alan var. Bu hafta sonu orda LatinAmerika şenlikleri vardı. Birçok grup çalıyodu. Bi yerde de berimbau ve konga eşliğinde 'Capoeira' öğretiyolardı.
Neyse daha sonra Fulbright merkezinde çin yemeği yendi, şaraplar içildi..
Akşam beni misafir edecek kişiyle (couchsurfing.org) buluşmak üzre, onun beni davet ettiği MüzikTiyatrosuna gittim(operacabal.blogspot.com). Mekanı bulabildiğimde (amerikalılar yol tarifi konusunda çook güvenilmez) olay başlamıştı. Ancak sahne arkasına sızabildim. piyano, fagot, klarnet, oboe, flüt ve çello'dan oluşan bi grup, sahnede iki oyuncu, metinler K.Marx'dan. 'Tını arayışları, tatmin edici bir sonuç bulamayışları' türünde bir müzikti.
....
gece Obama'nın mahallesinde(Hyde Park) bi evde kaldım. barak obua, 20 yaşından beri aynı berberde traş oluyomuş. Şimdi onunla beraber berber de washington'a taşınmış. İlginç bi mahalle: hem çok zenginler var hem de chicago uni'ye çok yakın olduğu için bir çok kıt gelirli öğrenci...
Chicago downtown harika binalar ve bu binaların ön cephelerine yerleştirilmiş devasa metal heykellerle dolu. Her köşe başında evsiz zenci dilenciler var. Çok fazla sayıda ve gene %90'ı zenci, kafayı yemiş (belli ki uyuşturucudan) berduşlar dolaşıyor. Sağda-solda terkedilmiş çoraplar gözüme çarptı. Bisiklet hırsızlığı çok yaygın; tekeri, selesi götürülmüş birçok bisiklet gördüm.
İki haftadır Urbana-Champaign'de görmeye hasret kaldığım hız yapan, makas yapan, her kurala uymayan sürücüler Chicago'da bayağ var.
Gene downtownda, Michigan gölü kenarında Millenium Park diye genişçe bir alan var. Bu hafta sonu orda LatinAmerika şenlikleri vardı. Birçok grup çalıyodu. Bi yerde de berimbau ve konga eşliğinde 'Capoeira' öğretiyolardı.
Neyse daha sonra Fulbright merkezinde çin yemeği yendi, şaraplar içildi..
Akşam beni misafir edecek kişiyle (couchsurfing.org) buluşmak üzre, onun beni davet ettiği MüzikTiyatrosuna gittim(operacabal.blogspot.com). Mekanı bulabildiğimde (amerikalılar yol tarifi konusunda çook güvenilmez) olay başlamıştı. Ancak sahne arkasına sızabildim. piyano, fagot, klarnet, oboe, flüt ve çello'dan oluşan bi grup, sahnede iki oyuncu, metinler K.Marx'dan. 'Tını arayışları, tatmin edici bir sonuç bulamayışları' türünde bir müzikti.
....
gece Obama'nın mahallesinde(Hyde Park) bi evde kaldım. barak obua, 20 yaşından beri aynı berberde traş oluyomuş. Şimdi onunla beraber berber de washington'a taşınmış. İlginç bi mahalle: hem çok zenginler var hem de chicago uni'ye çok yakın olduğu için bir çok kıt gelirli öğrenci...
Comments
Post a Comment